
Hüseyin Gazi gerek tarihi kişiliğiyle, gerekse bıraktığı kültürel mirasla biıı yıldır Anadolu insanıyla yaşamaktadır. Yiğitliği, kahramanlığı ve tarihsel şahsiyeti, kendisine yakıştırılan eren, evliyalığı tarih aralarında ve menkıbelerde yaşarken onun için yaratılan kültürel değerler her zaman Anadolu insanıyla birliktedir.
Hüseyin Gazi türbesi Ankara’da en yüksek tepenin koyuğunda bulunmaktadır. 13. yy. da yapıldığı anlaşılan tekke binalarının sadece yıkık duvarları günümüze kalmıştır.
Köylülerin anlattığına göre burası en kalabalık ziyaret yerlerinden birisi olarak varlığını sürdürmüştü. Türbenin üstü kurşun kaplama, duvarları tarihi piriketlerle örtülüymüş, ancak günümüzde bütün bunlar yok olmuş. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar varlığını sürdüren tekke binalarının çeşitli bölümleri hala yıkıntılarından da belli olmaktadır.
Kocaman bir cemevinin kalıntıları türbenin giriş kapısının hemen önünde durmaktadır. Bu bölmenin arkasında bulunan kalıntıların, araştırmayı yapan Kültür Bakanlığı mimarlarından Kemal Soyer’in anlattığına göre mihmanevi, cem~evi, dedeevi, bakıcıların kaldıkları evler, derviş evleri, ahırlar, samanlıklar mevcudiyetini yıkıntılarıyla sürdürmektedir. Adı geçen mımarın söylediğine göre burada yapılacak bir çalışmayla eski binaları yeni bir projelendirmeyle yeniden ortaya çıkacaktır. (25)
Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi Seyahatname’de bize burayla ilgili geniş bilgiler sunarken, Hüseyin Gazi tekkesinin vakfiyeleri, zengin, gösterişli şamdanları ekim arazileri bulunmaktadır. Ayrıca bu alanda 100 dervişin görev yaptığını anlatıyor.(26) Yüz dervişin görev yaptığı bir yerleşim biriminde buraya gelen ve burada yaşanan kültürel değerleri kestirmek mümkündür. Yine türbede bulunan kırık bir kitabeden okunduğuna göre burası Yıldırım Bayezid dnemide tamir görmüştür. Ancak yapılış tarihiyle ilgili kesin bir tarih bulunmamaktadır. 13. yy da yaptırılan bir Bektaşi tekkesi olduğu ve iki kez kapatıldığı bilinmektedir. Bu kapatılış tarihleri Bektaşi tekkelerinin kapatılışına denk düşmektedir.