Gülağ ÖZ Gülağ ÖZ

[email protected] | Yazara E-Posta Gönder!

10 Aralık 2011 | Okunma : 1201
Tweetle

Barak Baba

BARAK BABA

Barak; Türklerde kutsal sayılan bir hayvan adı olarak adlandırılır. Dede Korkut?un öy­külerinde de Barak sözü sıkça geçmektedir. Türklerin bir kolunun adı da yine Barak Türkleri diye bilinmektedir. Türk geleneklerinden olan Barak Baba?ya verilen ad yine bu kutsallıktan ve yoldan gelmektedir.

Barak Baba 1257 Tokat doğumlu olarak kayıtlarda gözükmektedir. Baba İlyas?ın halifelerindendir. ?Barak Baba, Mahmut Gazan Han ?in ölümünden sonra yerine geçen kardeşi Olcaytu Mehmet Hüdaben­de ?nin itimadına mazhar olmuş ve Amasya ?da halkı AI-i aba sevgisine davet eder olmuştur.?[1]Yine aynı yazar Barak Baba?nın Kalender Şeyhlerinden olduğunu, devamlı seyahat ettiğini bildiriyor. Buralarda Han Elçisi sıfatını kullanarak halktan büyük ilgi görüyor. Amasya tari­hi Barak Baba?nın fiziğini tarif ederek şunları anlatıyor: Uzun boylu, sert yüzlü, kalın vücutlu, büyük gözlü, kumral saçlı, bıyığı ve kirpikle­ri oldukça uzun, yağız bir kimse olarak tanımlıyor. Giysilerine önem vermeyen tüm Kalenden Şeyhleri gibi Barak Baba?nın da değişik kıyafetlerle dolaştığı kaydediliyor.

?Sarı Saltuk Baba?dan (veya dede) söz ettik. Barak Baba da onun müritlerinden biri idi. Adına tarihi kaynaklarda, özellikle de ?Tarih-i Olcaytu Sultan Muhammed Hudabende ?de rastlamaktayız. Kendisini sultanlar soyundan gösteren çeşitli menkıbeyi geleneklere rağmen Ba­rak Baba Tokat kökenli olmalıdır.?[2]   Barak Baba ile ilgili çeşitli söylentiler ve kaynaklardan bazıları bu ünlü Alevi Babası?nın Selçuklu Sultanı

1. Gıyasettin Keyhüsrev so­yundan olduğunu yazmaktadır. Bu babanın özellikleri bakımından Ka­lenderi dervişi olması kuvvetle muhtemeldir. Fuat Köprülü ve Yaşar Ocak?ın görüşlerini özetleyen araştırmacı Melikof iddialarını şöyle sürdürmektedir ?Barak Baba boynuzlu bir başlık giyiyordu. Giydiği post ziller ve aşık kemikleriyle donatılmıştı. Bunlar sema sırasında ço­cuklara korku salacak bir durum yaratıyordu. Şam?a geldiğinde karşı­sına vahşi bir deve kuşunun çıkartıldığı ve babanın, kuşun sırtına at­layarak onu meydanda dolaştırdığı rivayet edilir. Barak Baba dinin yi­yip içmeyle ilgili yasaklarına uymuyordu. Haşhaş kullanıyordu ve bir kendinden geçiş halinde doğaçlama şiirler söylüyordu. Bu portre eski Türklerin kam-ozanlarını andırıyordu. Barak Baba ?nın bir Kalen­deri olması muhtemeldir. Kalenderilik, kendilerini haşhaş ve sema ver­miş, gezgin, dilenci dervişler tarikatı idi. Barak Baba 1307?de Gi­lan ?da kaynar bir kazana atılarak öldürülmüştü, 0 sıralarda kırk yaş­larında olduğu rivayet edilir.?[3]

Kalenderilik bilindiği gibi Orta Asya?dan Horasan taraflarından gelmiş Türk gelenek ve görenekleriyle biçim­lenmiş bir tasavvufi harekettir. Bu hareket de diğer Yesevi, Kalenderi tarikatları gibi Anadolu?da Alevi Bektaşi kültürüyle kaynaşıp bütün­leşmiştir.

Barak Baba Kalenderi Şeyhi, Hz. Ali ve İmamlara bağlılığı bilinen bir zattır. Kızılbaşlığı konusunda hiç bir zaman yüksünmemiş, bunu ya­şamının sonuna kadar savunmuştur. Tekke ve dergahlarda ve halk arasında da sıkça dolaşarak, yılmadan, usanmadan Türk Alevi felsefesinin yaygınlaştırılmasında ve obalara taşınmasında büyük payı bulunmaktadır. ?Barak Baba Şii idi. Hz. Ali?nin kudsiyetinin Olcaytu ?ya hulul ettiğine inanırdı.?[4]

Yunus Emre bir şiirinde;

?Yunus?a Taptuk ve Saltuk ve Baraktan­dır nasib

Çün gönülden cuş kıldı men nice pinhan olam?

 diyerek Sarı Saltuk?un bu ananeye bağlı olduğunu belirtiyor.[5]Barak Baba kaynaklara göre Sarı Saltuk?un mürididir. Ondan nasip almış ve onun gibi davranmış, onun yolunu takip etmiştir.

Barak Baba ile ilgili çeşitli menkıbeler anlatılır ki, bunlardan birisi oldukça ilgi çekicidir. Cami?üd Düvel bu rivayeti şöyle anlatıyor:

?Barak Baba Selçuklu Sultanı 2. İzzettin Keykavus?un Bizans?ta kalmış ve Hıristiyan olmuş çocuğudur. Sarı Saltuk bu çocuğu patrikten alarak tekrar Müslüman eder. Barak Baba Sarı Saltuk müridi sıfa­tıyla etrafına bir çok kimseler toplar. Bunlara ?Barakiyyun-Buraklılar denilir.?[6]Barak Baba?nın giyim kuşamı, tutum ve davranışlarıyla ilgi­li ?İslamiyet?i adete bir milli Türk dinine çevirdiler? sözlerini dile ge­tiriyor.[7]

A. Yaşar Ocak da Barak Baba ile ilgili şunları söylüyor:

?Barak Baba hakkında geniş bilgi ihtiva ederler. Muhtemelen Ba­bai hareketi mensuplarının ikinci kuşağına ait bu meşhur Kalenderi, daha doğrusu Haydari Şeyhi, kaynakların ifadesine göre, Babai hare­ketinin merkezlerinden Tokat yakınlarından bir köydendir. Babasının zengin bir aileden geldiği rivayet edilir. ?[8]

Barak Baba?nın çok genç yaşlarda adından söz ettirmesi, onun ne derece zeki, atılgan ve yaratıcı birisi olduğunu göstermektedir. Söyle­diği sözler karşısında herkesi hayrete düşüren Barak Baba, Alevi tek­kelerinin en aktif koordinasyon görevini yürüten bir derviş ve baba ola­rak tanınmaktadır. Her ne kadar genç yaşında ölmüş olsa da adı uzun yıllar Anadolu?da oba oba Türkler arasında dolaşmıştır. Her milliyet­ten ve her dinden kimseler Barak Baba ile ilişkilerini yürütmekten ve tartışmaktan, fikir alışverişi yapmaktan çekinmemiştir.

Bedri Noyan?ın araştırmalarında Barak Baba şöyle anlatılmaktadır.

?Ahirete inanmayan, hulul itikatında güzellere tanrı diye secde eder bir kimse imiş. Cenabı Hakk?ın ibtida Hz. Ali?ye hululünü iddia edermiş. Farzların aslı Ali sevgisidir, dermiş. 1305?de Şam?a gitmiş, orada şairler kendisini hicvetmişler. Nihayet yine orada ?Abahhiye mezhebindendir? diye haddi şerriye vurulmuş, yediği sopalardan 1306 zilkade sonlarında Şam ?da hakka yürümüştür. Bazı kaynaklar?da ise kırk yaşlarında Giylan ?da kazıklanarak veya dövülerek öldürüldüğü veya kılıçla parça parça edildiği şeklinde kayıtlar vardır. Müritleri onun kemiklerini alarak Azerbaycan ?da Kazvin ?e yakın bir yerde olan Sultaniyye ?ye götürmüşler, üstüne yatır yapısı yaptırmışlardır.?[9]Ay­nı yazar Barak Baba?nın Sarı Saltuk?un kesin halifesi olduğunu söy­lerken

?Barak Baba?nın Hz. Pir Hacı Bektaş Veli?yi ziyaret ettiği de söylenmektedir. Eflaki Ariflerin Menkıbesinde bu zattan saygı ile ve cana yakınlığıyla söz etmektedir. Belki Barak Baba, Hz. Mevlana ile de görüşmüştür.?[10]

Barak Baba ile ilgili bir söz de İ. Zeki Eyüboğlu?nun şu görüşlerin­den öğrenelim. ?Barak Baba insan sevgisine dayalı bir inancı benim­semiş, tek tanrıcı dinlerin uygulama alanına koyduğu koşullara pek il­gi duymamış, özellikle İslam şeriatıyla bağdaşmamıştır. Onun başlıca eylemi çevresinde toplananlara iyilik etmek, yardımcı olmak, onları uyarmak, doğru yolu göstermekmiş. Ancak bu davranışı Tokat yörele­rinde, koyu Sünnilerce beğenilmediğinden kınanırmış.?[11]

Barak Baba?yla ilgili anlatılanlar hem menkıbeyi, hem de tarihi yönünü veren bil­gilerdir. Kırk yaşlarında işkenceyle öldürülen bu büyük Alevi pirine ait tarihi kaynaklar açıktır. Doğum tarihi konusunda kesin bir kayıt olma­sa da ölüm tarihi kesin olarak 1307?dir. Dolayısıyla kırk yaşlarında öl­dürülen Barak Baba?nın doğum tarihi de kendiliğinden çıkmaktadır.

Yunus Emre?nin şiirinde görüldüğü gibi bu üç pir hep birlikte anılmaktadır. Bu pirler adeta ayrılmaz bir üçlüdür. Tapduk Emre, Sarı Saltuk, Barak Baba.Batak Baba?ya ait birkaç risale söylencesi vardır. Biz buraya Abdul Baki Gölpınarlı?nın 1936?da yayımlananYunus Emre adlı kitabındaki Risaleyi alıyoruz.

BARAK BABA RISALESİ

Bismillah dem her dem

Dem be dem; dem, dem bu dem

Yefallahu mayeşa?

Ve yuhkemi mayürid

UIuğ Tengridin ferman

Fermandın tengiz tiller,

Süt göller bal ırmaklar,

ilanlar, Vezirler, Bekler,

Kadılar, Dünişmendler,

Meşayihler, Ahiler,

Uluğlar, Azizler;

Yeti tengiz, yeti tengiz ortasında bir aydın gevher

Ol aydın gevherninğ yöresinde yetmiş bin tağ.

Ol tağda arslanlar, kaplanlar, imerler, kiyikler, böriler, ayular, çakallar.

Heyhate heyhat; Saltuk Ata, Miskin Barak!

Erenler ayur: Biz yürirken taş körüriz,

Tüşümüzni niye yorarız? Hayrga yorarız.

Kaba, kaba, arafeler,

Uluğ uluğ bayramlar

UIam ulam lonbay lonb!

Bismillah

Bazar bazar o bazar

Bazar bazar din bazar

Dünya bazarını üzer

Danişmenler ni yazar

Hayır yazar yum yazar

Yum var, yolga tüzer,

Yum var, yolundan azar

Tünkü bazar ni bazar

Bismillah Aydın baca, altun eşik, kümüş kapu.

Zerde pirinç kurkuşuk dane dülbend.

Yeti kat yer töşk, yeti kat kök börek.

Tengizler büde, Küh-ı kaf tekye.

Çün ol büdeden içdük

Mest olduk hayran olduk.

Çün mest şödi, hayran şodi, bidar şodi, sabah şode est.

Salınıp keldinğ; siğirtding; bostanga kirding.

Bostan oyoğunga selam vermeding.

Pes bilirmising, sağrı etünge tiken batar olur.

Teli kardaş, siğirt, bostanga kir, bostan oyoğunga selam

vir, otur, toyunca yi, iç!

Çaluyu odga yak, koltukla, al, tışarıga çık!

Bismillah avurdum

Avurdumdın savurdum

Muddeiyi devirdim

Kızıb keldim bulmadım

Yutdum öğüdüm öğdüm

İspahiyken bek oldum.

Künde bir bir kaz yedim

,Sultanga hiyanetlük eylemedim.

Dinge kuvvet urayasuğız ev eşegin üvet; İstanbullan

Tırabzonun irisingi Kara Tengize tök, uşağıngı çeriye ket! Muhammedge salavat!

Karşu karşu çardaklar,

Karsa karsa oyunlar.

Tokuz öküz bir sokum,

Yerden köke bir ekser!

Mutumuz yeti ekser,

Zehi mut, zehie ekser!

Her ki bu sabaknı sagladı, ungladı in ma?ni başed

Her ki anglamadı, tangladı.. Çün tangladı, kavııl savul oldu

Çin kavul savul oldı, avurt tavul oldı, çün avurt tavul oldı,

nişter kerek oldı.

Vallahi a?lem bissavab ve ileyhilmerciu ve?l-meab,..*

*Günümüz Türkçesiyle Söyleyen Abdul Bakiy Gölpınarlı, Yunus Emre 1936.

   


[1] Hüsamettin, Hüseyin ; Amasya Tarihi, c.2 s. 460

[2]  MELİKOF, İrene; Uyur İdik Uyardılar s.201,202

[3]  age. S.202

[4] TOGAN, Zeki Velidi;Umumi Türk Tarihine Giriş, c.1, s.357

[5] YÜCE, Kemal; Saltukname, S.102

[6]  age. S.162

[7]  TOGAN, Zeki Velidi; age. S.68

[8]  OCAK, A.Yaşar ; Kalenderiler s.68

[9]  NOYAN, Bedri ; Bektaşilik Alevilik Nedir? S. 465

[10]  NOYAN, age. S. 467

[11]  EYÜBOĞLU, İ.Zeki;  Abdal Musa s.02