Gülağ ÖZ Gülağ ÖZ

[email protected] | Yazara E-Posta Gönder!

10 Aralık 2011 | Okunma : 1334
Tweetle

Balım Sultan

Bektaşiliğin ikinci piri olarak kabul edilen Balım Sultan, bugünkü Bektaşiliğin edep ve erkanını kuran, Bektaşilik yolunu çizen, pir ola­rak gösterilmektedir. 1501 tarihinde 2. Bayazıt tarafından Hacı Bektaş postnişinliğine getirilmiş olup, o zamana kadar Bektaşilik üzerinde etkileri bulunan Kalenderilik, Babailik, Haydarilik, Hurufilik gibi Bek­taşiliğe özgü kurallara çevirmesi ile ünlenmiştir. Bugün Anadolu Ale­vilerinde Balım Sultan ismi hemen hemen her kişi tarafından bilin­mektedir. Ancak onun adının ötesinde, yaşamı, etkileri, kaynakları, ne­rede ne zaman doğduğu konusunda aydınlatıcı bilgiler bulunmamakta­dır.

Hacı Bektaş?tan sonra pir postuna İdris Hoca?nın oğlu Hızır Balı geçmiştir. Ondan sonra Resul Balı, Yusuf Balı, ardından da oğlu Ba­lım Sultan posta oturmuştur. Balım Sultan evlenmemiş (mücerret) ol­duğundan Hacı Bektaş postunda babadan oğula geçme şansı olmamış, ancak Kalender Çelebi bu postun sahibi olmuştur. Kalender Çelebi, Balım Sultan?ın kardeşi olarak bilinir. Osmanlı Devleti?ne karşı ayaklanmaya öncülük yapmış, halkın isteklerine kulak vererek, Anadolu?da en bü­yük başkaldırılardan birisinin liderliğinden kaçamamıştır.

       Kanuni Sul­tan Süleyman ayaklanmayı bastırmak için Macaristan seferini yarıda kesip Anadolu?ya dönmüştür. Bu ayaklanmada Kalender Çelebi öldü­rülmüş olup, çevresinde bulunan halifeleri sürgüne gönderilmiştir. Bu ayaklanmayla birlikte Hacı Bektaş postu 35 yıl postnişinsiz kalmış, 1551 yılında Dedebaba ünvanıyla Sersem Ali Paşa Hacı Bektaş postuna oturmuştur. Bu tarihten sonra Dedebabalar Hacı Bektaş postu­nun sahipleri olmuştur.

Bu tarihten sonra Alevi-Bektaşiler Babagan ve Dedegan kolu olarak ikiye ayrılıp yıllarca karşılıklı olarak hak iddiasında bulunmuşlardır. Hatta bugün Hacı Bektaş?da Çelebiler adıyla bilinen Ulusoylar kendilerinin Hacı Bektaş?ın bel evladı olduk­larını söylerken, Dedebabalar ise Hacı Bektaş?ın bel evladı yerine yol evladının olduğunu söylemekteler. Hacı Bektaş yolunun, yani Bektaşi­liğin Yol evladı aracılığıyla yürüdüğünü söylemekteler. Yol ise kendilerinin olduğunu savunurlar.

?Nitekim Hacı Bektaş Veli?nin evlenmemiş olduğu iddiası, Dede-Baba ve Mücerred Dervişlik, onun ölümünden 36 yıl sonra Kalender Çelebi isyanının getirdiği kargaşa içinde ortaya atılmış ve Balım Sul­tan ?in ünlü kişiliğine bağlanmak istenmiştir. Alevi Bektaşilerce ciddi­ye alınmayan ve benimsenmeyen Dede-Babalık ve Mücerred Dervişlik, Balım Sultan?ın sağlığında kesinlikle yoktur. İlk Dede-Baba olan Ser­sem Ali, Balım Sultan ?in ölümünden 36 yıl sonra Istanbul?dan gönde­rilmiştir.?[1]

Ulusoy?un bu görüşlerinin aksine son Dedebaba olan Bedri Noyan ise Hacı Bektaş?ın evlenmemiş olduğunu, neslinin olmadığından posta yakınlarından İdris Hoca?nın oğlu Hızır Bali?nın geçtiğini, sırasıyla Resul Balı, Yusuf Balı, Mürsel Balı ve oğlu Balım Sultan?ın postnişin olduğunu. Balım Sultan?ın ölümünün ardından çocuklarının bulunma­dığını, Kalender Çelebi?yle birlikte bu neslin post ilişkisinin bittiğini, artık Dedebabalık makamının devrede olduğunu söylemektedir.[2]

Balım Sultan?ın Bektaşi postnişini olduktan sonra merkezi otorite­si güçlü bir dergah oluşturduğu, bu dergahın kuvvetli gelirlerle güçlen­diği, Anadolu?da yeterince zaviyeler ve tekkelerin açıldığı, buralara Tekkelerde yetişen dedelerin ve dervişlerin atandığı ve bu durumun ke­sintisiz devam ettiği bir gerçektir. Sersem Ali, Dedebaba?nın postni­şinliğe atanması bu merkezi sistemi değiştirmemiş, aksine bu yolda kesintisiz devam edilmiştir. Ta ki 2. Mahmut?un Bektaşi dergahlarını kapatıp, dedeleri ve dedebabaları sürgün edip, yerlerine Nakşi Şeyhle­rini tayin edinceye kadar sürmüştür. Burada ikili bir durum yaratıp bu kurumu karalamak ne dedelere, ne de dedebabalara yaramaktadır. Amaç, bu yolun değişmeden kesintisiz ve Anadolu bağlantılı yürütül­mesidir.

Balım Sultan?ı Mürsel Balı?nın oğlu olarak gösteren kayıtların ya­nında onun Dimetoke?deki Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli)?nin tekkesin­de yetiştiği, ardından dan Anadolu?ya pir dergahına gelerek postnişin ol­duğunu, bununla birlikte Balım Sultan?ın Sırp ve Macar asilzadesi ol­duğu, Macaristan seferi sırasında getirilen esirlerle birlikte Anadolu?ya getirildiği belirtilmektedir. ?İstanbul ?a getirildiği ve hüsnü cemaline meclup ve meftun olan 11. Bayazıt tarafından bir müddet sarayda alı­konulduktan sonra, terbiye edilmek üzere Demetokadaki Seyit Ali Sul­tan Dergahına gönderildiği...?[3]

Daha başka bilgiler de vardır. ?Macar asilzadelerinden olan Her­sekli Zade Gedik Ahmet Paşa?nın oğlu? olduğunu bildirmektedir.[4]

 Balım Sultan, Alevi-Bektaşi düşüncesinde ?Piri Sanı? unvanıyla onurlandırılmış, Alevi düşüncesinin edep-erkanını ortaya koyarak, Bektaşiliği disipline etmiştir. Yukarıdan aşağıya hiyerarşik bir düzen kurmuş, Anadolu bağlantısını sürdürmüş, Dergahın devlet ve dünya kamuoyunda itibarı­nı güçlendirmiştir. Balım Sultan?ın yapmış olduğu yeni reformlar halk tarafından tutulmuş, desteklenmiştir.

BALIM SULTAN?DAN

BİZ URUM ABDALLARIYIZ

Biz Urum abdallarıyız

Maksudumuz yardır bizim

Geçtik ziynet kabasından

Gencinemiz erdir bizim

 

Daim kılarız biz zarı

Harc eyleriz elde varı

Dost yoluna verdik seri

Münkirimiz hordur bizim

 

Aşk bülbülüyüz öteriz

Rüh-ı Hak?ka yüz tutarız

Ma?na gevherin satarız

Müşterimiz vardır bizim

 

İstivayı gözler gözüm

Seb?ulmasını?dir yüzüm

Enelhak?kı söyler sözüm

Mi?racımız dardır bizim

 

Haber aldık Muhammed?den

Geçmeyiz zat u sıfattan

Balım nihan söyler zattan

İrşadımız sırdır bizim

 

HAKİKATTEN BİZE HABER VER İMDİ

Evvel baştan Muhammede salavat

Arif isen bu manayı ver imdi

Şeriattır tarikattır marifet

Hakikatten bize haber ver imdi

 

Yahşilerle konuş yaramazdan kaç

Marifetin varsa gel gevherin saç

Al bu dört kilidi dört kapuyu aç

Ev içinden bize haber ver imdi

 

Dikensiz develik nereden bitti

Bu dört kilid anın dibinde bitti

O ne nesne idi cihanı yuttu

Cihanı yutandan haber ver imdi

 

Şah-ı Merdan gibi ere tapının

Kim idi bekçisi o dört yapunun

Muhammed bekçisi o dört kapunun

Ev içinden bize haber ver imdi

 

Balım çoklar ile sohbet edübdür

Bu yola erkana emek verübdür

Gidin görün pirim nerde durubdur

Pir durduğu yerden haber ver imdi

ALİ?Yİ SEVERSEN DEĞME YARAMA

Benim sevdiceğim Ali?dir Ali

Ali?yi sevenler olmaz mı Veli

Pirimin elinden içmişim dolu

Ali?yi seversen değme yarama

 

Hak?kı bilmez ile eyleme pazar

Bir munafık bin ehl-i iman bozar

Mürşidler olmasa yaralar azar

Pirimi seversen değme yarama

 

 

Mü?min müslim bir araya gelince

Pirlerin elinden dolu alınca

Günah savab hep anda sorulunca

Şah?ı sever isen değme yarama

 

Benim yaralarım bağlıdır bağlı

Aşık-ı sadıkın çiğeri dağlı

Balim Sultan Mürsel Baba?nın oğlu

Ali?yi seversen değme yasama

PİR BALIM SULTAN

Aşk ile uyandım aradım derman

Bu derde dermanım Pir Balım Sultan

Gece gündüz yandım, ta bulam derman

Derdime dermanım Pir Balım Sultan

 

Tabibe varmayan cahildir nadan

Başına hazırdır kılıcı uyan

Tabib oldu bana ol şahı merdan

Kurban tenim, canım Pir Balım Sultan

 

Kabim rüşen oldu nur ile doldu

Tenim uryan oldu hayatı buldu

Dil cihan perdesi ondan ref-oldu

Gönlümün ziyasi Pir Balım Sultan

 

Muharrem Mahzun pire dayandı

Çerağımız Kırkbudak?tan uyandı

Kırklar meydanında gülbenk çalındı

Hayır Himmet verdi Pir Balım Sultan


[1] ULUSOY, Celalettin, Hacı Bektaş Veli ve Alevi Bektaşi Yolu, s75
[2]  NOYAN, Bedri, Bektaşilik Alevilik Nedir? S.22,23
[3] OYTAN, M.Teyfik, Bektaşiliğin İç yüzü, s.28
[4]  Büyük Osmanlı Tarihi s.155