Ne zaman Şarkışlalı olduğumu söylesem ?Allah Şarkışlaya düşürmesin? yanıtını alırım. Hemen aklıma Denizler için Mevlüde Günbulut?un yazdığı/söylediği o meşur ağıt gelir. Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan?ın sonu 6 Mayıs 1972?de idamla bitecek olan yakalanma öyküsü Şarkışla?da başlar. Bundan tam 37 yıl önce? Denizler ülkelerinin bağımsızlığı ve insanlarının mutluluğu dışında bir amaç gütmezken iktidar sahipleri onları üç genç adamı öç alırcasına hukuk dışı, insanlık dışı yollarla kararlarla idam sehpasına göndermişlerdir. Denizlerin adı bugün onbinlerce insanda yaşamaya devam etmektedir. Ama onların idamı için kalem kıranlardan bir tekini bile hatırlayan yoktur ülkemizde.
PAZAR GÜNÜ HÜSEYİN GAZİDE YOĞUN YAĞIŞA RAĞMEN HIDIRELLEZ KUTLAMALARI YAPILDI
Her yıl Geleneksel olarak yapılan şenliler bu yıl 4 Mayıs 2008 tarihinde yapıldı. Yoğun yağış ve soğuğa rağmen şenliğe büyük ilgi vardı. Yağmur ağarken kapalı mekan kullanıldı. Burada açılış ve konuşmaların ardından güneşle beraber sahne meydana taşındı ve sanatçılar burada sanatlarını icra ettiler. Yeniden yağmurun bastırması sonucu Aşık Gülabi konserini cemevinde tamamladı.
Açılış konuşmasını yapan başkan Gülağ Öz, 1 Mayıs?ta yaşanan olaylar konusunda şiddet uygulayan polisler ve onlara emir verenleri eleştirdi. Laiklik ve cemevi konusunda vurgu yaparak Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu?nu eleştirdi.
CHP Genel Sekreterliğine güçlü bir şekilde yeniden getirilen Önder SAV burada yaptığı konuşmalarda Hıdırellezle birlikte hükümetin politikasını mizahi bir biçimde eleştirdi. Önder Sav?la birlikte Şu milletvekilleri de katıldılar Ekin DİKMEN, Hakkı Süha OKAN, Şevket KÖSE ve PM Üyesi Ali KILIÇ?ın yanı sıra Mamak Belediye Başkanı Gazi ŞAHİN, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer ERYILMAZ da törene katıldılar. Törende hakim ve savcıların bulunması dikkati çekti. Eski DGM Savcısı Nuh Mete YÜKSEL de tören alanına geleler arasındaydı. Mamak Belediye Başkanı Hüseyin Gazi Türbesi çevresinde başlattığı inşaat ve çevre düzenlemesi hakkında halka bilgi verdi. Bu ara Çankaya Belediyesince birinci basımı yapılan Gülağ Öz?ün ?Yol Tassavvuf ve Cumhurriyet AŞIK VEYSEL adlı kitabın da tanıtımı yapıldı.
Törenin ardından konuklara Ozanlar Evinde lokma verildi.
19-20-21 Haziran 2008 tarihinde FUZULU SEMPOZYUMU YAPILACAKTIR
Daha önce bir çok sempozyumu başarıyla gerçekleştiren Vakıf bu yıl yine Uluslararası bir sempozyumu daha gerçekleştirmek için çalışmalarını yürütmektedir. Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü işbirliğinde yapılacak olan sempozyum Ankara'da 3 gün süreyle çeşitli ülkelerden bilim adamları ve uzman kişilerin katılımı ile yapılacaktır.
KATOLİK KİLİSE PAPAZI VE RAHİBELER HÜSEYİN GAZİ DERGAHINI ZİYARET ETTİLER
Ankara Ulus semtinde bulunan ve katoliklere ait ve Fransız Kilisesi adıyla tanınan kilisenin papazı Patrik Jullıen de POMMEROL ve Vatikan Kilisesi Rahibeleri Hüseyin Gazi Türbesini ziyaret ettiler. Her yıl Hüseyin Gazi Dergahını ziyaret ettiği söyleyen Partik Pomero burada huzur bulduklarını ifade etmektedir. Ankara'da bölesinde böyle bir yerin bulunması pek rastlanmayan bir şeydir. Türkiye Alevilerinin bu mekanınında yabancılık çemedikerini ve en iyi Ankara manzarasının buradan izlendiğini ifade etmişlerdir.Hüseyin Gazi Dergahı Dedesi Cemal MUTLUER ve türbedar Sabrı YILMAZ ve Dernek Başkanı Gülağ Öz'ün de hazır bulunduğu görüşmede öncelikle cemevi ziyaret edilmiş ve Alevilerde ibadetin nasıl yapıldığı konusunda Cemal Dede'den bilgi alınmıştır. Dedenin çay ikramını memnuniyetle karşılayan heyet uzun bir konaklamadan sonra dergahtan ayrılmışlardır.
PROF. DR. KORKUT BORATAV: LAİKLİK MÜCADELESİ SOLCULARIN GÖREVİDİR
Sosyalizmin(ve modern anlamıyla solun) kaynağında aydınlanmayı içeren Batı uygarlığı vardır. Burjuva devrimleri Ortaçağ düzeninin ekonomik, toplumsal, siyasal ve ideolojik alanlardaki öğeleriyle savaşarak; onları tasfiye ederek gerçekleşti. Bu büyük dönüşümü burjuvazinin tamamlayamadığı koşullarda, emekçi sınıfların katkılarıyla gerçekleşen demokratik devrimler aynı tarihsel görevi gerçekleştirdi. Sosyalist hareketler bu uzun tarihsel sürecin içinde oluştu; gelişti. Dolayısıyla burjuvazinin iktidarı pekiştikten sonra, Ortaçağ kalıntısı ideolojilerle ve gericilikle kararlı mücadele işlevini sosyalist hareketler devralmıştır. Yüzyılların bir kültürel ürünü olan Halk İslamı'nı tasfiye misyonunu üstlenmiş bulunan köktendinci, Vahabî ve tarikat-bağlantılı bir İslâm anlayışıyla mücadeleye öncelik vermeyen bir sol / sosyalist çizgi düşünemiyorum. Dinci-gericiliğin halk sınıflarını teslim alma sürecinin ardında eğitim, kamu yönetimi, medya alanlarında gerçekleşen anti-laik dönüşümlerin katkısı ortadadır ve bu nedenle laiklik mücadelesi, Batılı hayat tarzını savunma refleksi içindeki orta sınıflardan daha çok halk sınıfları için önem taşır. Emekçi sınıflarla, aydınlanma geleneğinin Türkiye'deki taşıyıcısı olan katmanlar arasındaki ittifakın güçlü olduğu dönemler, Türkiye solunun da yükselme dönemleridir.
SADUN AREN'DEN SOLCULARA UYARI
SADUN AREN: MUHAFAZAKAR GERİCİDİR DEMOKRATI OLMAZ
AKP kabul edilemez bir oluşumdur, başka konularda istediği kadar başarılı olsun, eğer başa şeriatçılığı getirecekse, ki bundan şüphe yok, mutlaka devrilmesi lazım. Muhafazakárlık düpedüz geriliktir, işi evirmeye çevirmeye gerek yok. Hem muhafazakár, hem demokrat olunmaz. Bu, söylediklerine meşruiyet kazandırmak için bulunan bahanedir. Zorlama olursa zaten demokrasi olmaz, muhafaza ettiğiniz değişmek istiyor, siz zorluyorsunuz. Muhafazakárlığın bugünkü kötülükleri de muhafaza etmek olduğunu bilmeleri lazım. AKP, belki IMF'nin gözünde başarılı ama, aslında çok başarısız. Enflasyon hakikaten düştü, ne pahasına? Böyle düşürmeyi eski hükümetler de biliyordu. Yatırım yapmayacaksınız, zam vermeyeceksiniz, maaşları kısacaksınız, satın alma gücünü azaltacaksınız; enflasyonu böyle düşürdüler. Bazıları soruyor biz ne zaman düşüşü hissedeceğiz diye; farkında değil, zaten işsiz kalarak hissediyor. AB'ye de girilmeli, küreselleşme yoluna da, ancak sorgulanmalı, bize daha uygun olan araştırılmalı, bulunmalı, talep edilmeli.
ALİ YILDIRIM:LAİKLİĞİ SAVUNMADAN NE DEMOKRAT NE DESOLCU OLUNABİLİR?
Laiklik demokrasinin temelini oluşturur. Ülkemizde bu gerçeklik tüm ülkelerden çok daha yakıcı bir biçimde kendini hayatın her alanında göstermektedir. Laikliği reddettiğiniz an eşitsizlikleri, ayrımcılığı, kabile devletini, efendi kul ilişkisini, ötekileşmeyi davet ediyorsunuz demektir.Laiklik bir başkasının ihsanına, lutfuna muhtaç olmadan özgürlükleri yaşayabilmek demektir.
?Edirne'nin hemen dışındaki geniş çayırlarda, 1450'li yılların sonlarına doğru günlerce devam eden bir çabayla büyük, çok büyük ve birkaç bin kişiyi alabilecek devâsâ bir çukur kazıldı. Kazma işi nihayete erdikten sonra, çukuru bir ormanın hacminden daha fazla miktarda odunla ve çalı-çırpı ile doldurup odunları ateşe verdiler. Hararet, cehennemi hatırlatır gibiydi. Alevler göklere yükseldiğinde, askerler, ellerikolları bağlı binlerce kişiyi ite-kaka çukurun etrafına sürüklediler. İlk tekbiri, herkesin hürmet gösterdiği sarıklı, yaşlı bir zât getirdi..."
SİVAS KATLİAMININ BELGESEL ANLATISI (GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ 5.BASKI ÇIKTI siparişleriniz için
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
)
OSMANLI ENGİZİSYONU
ALEVİLER'E TARİHSEL ZULÜM!... OSMANLI ENGİZİSYONU (siparişleriniz için
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
)